-
1 prendre
Iv t1 saisir almak2 tenir -(y)a almak3 -den almak4 aller chercher gidip aramak, almak5 yerine koymak6 obtenir edinmek, ele geçirmek7 içmek, yemek [je'mec]8 nécessiter ayırmak, almak9 yakalamak10 tutmak11 yakalamak12 utiliser, faire bir şey yapmak13 prendre l'air hava almak14 prendre feu ateş almak15 prendre l'eau su almakIIv ifonctionner çalışmak -
2 apprendre
v t1 öğrenmek2 prendre connaissance de haber almak3 öğretmek4 informer bildirmek◊Je lui ai appris que j'étais enceinte. — Kendisine çocuk beklediğimi bildirdim.
-
3 cachet
-
4 crédit
n m1 emprunt kredi [kɾe'di]2 carte de crédit kredi kartı3 faire crédit à qqn birine borç vermek4 à crédit veresiye5 crédits kredi -
5 engager
-
6 prélever
v tparça almak, çekmek -
7 mauvais
I1 raté kötü [cœ'ty]2 défaillant kötü [cœ'ty]3 incompétent zayıf [za'jɯf]4 incorrect kötü [cœ'ty]5 kötü [cœ'ty]6 kötü [cœ'ty]II1 sentir mauvais kötü kokmak2 il fait mauvais hava kötü -
8 mauvaise
1 raté kötü [cœ'ty]2 défaillant kötü [cœ'ty]3 incompétent zayıf [za'jɯf]4 incorrect kötü [cœ'ty]5 kötü [cœ'ty]6 kötü [cœ'ty] -
9 recevoir
v t1 avoir almak2 subir almak, yemek [je'mec]3 admettre sınav kazanmak◊Il a été reçu au concours. — Sınavı kazandı.
4 inviter evine davet etmek5 accueillir kabul etmek◊Nous avons été très bien reçus. — Çok güzel kabul gördük.
-
10 nouvelle
I(pl nouvelles)1 récent yeni [je'ni]2 qui remplace yeni [je'ni]3 autre yenidenIIn m fyeni birin f1 information haber [ha'beɾ]◊une bonne / mauvaise nouvelle — kötü haber
◊J'ai une nouvelle à vous annoncer. — Size vereceğim bir haber var.
2 les nouvelles haberler3 des nouvelles haberler4 récit öykü [œj'cy] -
11 aborder
-
12 important
I1 capital, essentiel önemli [œnem'li]◊Ce n'est pas très important. — Bu o kadar önemli değil.
2 en quantité önemli [œnem'li]3 influent önemli [œnem'li]IIn ml'essentiel önemli olan◊L'important, c'est de rester calme. — Önemli olan, sinirlenmemektir.
-
13 importante
1 capital, essentiel önemli [œnem'li]◊Ce n'est pas très important. — Bu o kadar önemli değil.
2 en quantité önemli [œnem'li]3 influent önemli [œnem'li] -
14 introduire
v tfaire entrer içeriye almak -
15 taxer
-
16 chemin
-
17 enlever
-
18 acquisition
-
19 aspirine
-
20 brocante
См. также в других словарях:
... (bir) hâl almak — bir duruma gelmek Hastalık tehlikeli bir hâl aldı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynağını (bir şeyden) almak — bir esasa veya desteğe dayandırmak Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluğu (bir yerde) almak — bir yere hemen gitmek veya sığınmak Ben, Falih in tavsiyesi üzerine o gün saat üçe doğru soluğu başyaver Celal in yanında almıştım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş bir nefes almak — sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır — herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir arpa boyu (gitmek veya yol almak) — çok az (gitmek veya yol almak) Süfli gayeler, kütleleri ya oldukları yere mıhlayan ve bir arpa boyu ileri götürmeyen sefil isteklerdir. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir elle verdiğini öbür elle almak — yapar göründüğü bir iyiliği, sağladığı bir çıkarla ödetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir dirhem et bin ayıp örter — biraz kilo almak pek çok kusuru örter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
durum almak — 1) belli bir duruş biçimine geçmek 2) bir olay karşısında belli bir tavır almak … Çağatay Osmanlı Sözlük